16 Temmuz 2013 Salı
Xelas yew awka
Welat Asli ya ez yew Kerema
... Dêrd mı gırunu ın çı weremu
Nisenciyenu pey tonun gıramun
Ez kotu miyun behri belun, el emun
Xelas yew awka ez zaf biya têşun
Çow cêy mı weş niyo her cêy mı rişyo
Xebêr nezunun munêni şişun
Ax ley felek wa kêy tu bıvêşu
Ez ha belaya,bela ho mına
Ez sêni ini tizbun gen ken ıni laya
Verg kot mıyun buelun kutık nilawa
Ini sêni heyat,sêni dinyaya
Qey hun mı ninu ıni şewun dergun
Zalım u xayin kot miyun vaş u mergun
Welat kot desti kutıkun u vergun
Ini sêni heyat eyr heqi ma mergu
Qıse : Şêx Mehdi ( Mehdi Özsöy )
Arekerdox : Mehmet Selim Çürükkaya
Muzik : Mikail Aslan
Albüm : Xoza - 2013
11 Temmuz 2013 Perşembe
Zazaki'yi ayri bir dil ve etnisite olarak görenleri taniyin.
"Eski köye yeni adet" diye bir deyim vardır. Sanırım bu deyimle başlamak daha doğru olur.
Bin yillardır dil,toplum ve sosyal bilimciler tarafından Kürd ad edilen Zazaların Kürd olmadığı şaiyasını dillendirerek taban bulmaya çalışanların geçmişlerini irdelemekte fayda vardır.
Siyaseten farklı kulvarlarda yürüyen birçok kesimin nasılda böyle bir proje ile yan yana geldiklerini görmek, ister istemez insanlarda kuşkular yaratmaktadır.
Bingöldeki zazacıların ezici çoğunluğu yıllarca Türk milliyetçiliğinin arkasından koşturulmuş ,Türk milliyetçiliği Kürdistanda iflas edince , bu kesim için yeni bir siyasi alan açmak ve onları eskisi gibi devletin yörüngesinde tutmak gerekiyordu. Iflas eden ideolojinin bir başka türevi biçiminde toplumu, başkalaşım geçirenler vasıtasıyla yeni bir alan açilıyordu.
Sormazlar mı, düne kadar Türktünüz ne oldu da birden Zaza oluverdiniz, hani zazalarda Türktü?
Devlet Dersimdeki Zazacılarıda ağırlıklı olarak kemalist ideolojiden beslenen kısmi sol ve sosyalist örgütler içinde eski ve halende yer alan bazı kadroları donatarak piyasaya sürüyordu. Bunun yanında alevi inancını öne süren kesimlerde vardır.
Bu kesim çok ilginçtir kendilerini sünni zazalardanda ayri gören dillerinin, sadece Dersime özgü bir dil olduğu iddiasındalar. Bingöldekilerin aksine dillerine zazaki değil kırmancki demektedirler.
Siverek,Çermik ve Diyarbakır çevresindeki Zazacı gurubun içinde , ağırlıklı olarak Kürd siyasi hareketleri içinde geçmişte yer almış,kesimleri görüyoruz. Dikkat edilirse bu üç gurubun arasında bir konsensüs yoktur. Hepsi ayrı dünyaların insanlarıdır.Bunların tek ortak noktaları Kürd sorununa ve Kürdlere karşı olan tavır ve fikirleridir.
Bu fikirlerin öne cikarilmasinda ön ayak olanların başında Zülfü SELCAN gelmektedir.Zülfü Selcan , Zazaca nın ve Zazaların ayrı bir dil ve etnisite olduğu tezini savunan biridir. Kürd sorununa bakış açısıda bir o kadar olumsuzdur..Almanya da yaşayan Selcan'i devlet bilinen fikrilerinden dolayı tez elden Dersim Üniversitesine transfer etti.
Bir kitabınıda bir dönem MHP li görüşleri ile bilinen Hayri BAŞBUĞ'a ait yayınevinde bastırmıştır. Şimdi aynı kulvarda yürüyen geçmişte farkli düşüncelerden beslenen bu ikilinin ilişkileri ortadadır.
Hayri BAŞBUĞ ortada olmayan bir dönemler Vartağıj, Şelıc ve başka mahlaslarla Zazalar ve Kurmancların Türk olduğu tezini yıllarca savundu durdu.
Pek ortalıkta görünmeyi sevmeyen, kime hizmet ettiği belli olan bu zat ,şimdi Türkcülük fikrinden vazgeçmiş Zazacılık yapmaktadır.
Hayri BAŞBUĞ ergenekon iddianamesinin 867,81,83,84.ncü sayfalarında da ismi geçen derin devletin has adamlarındandır.
Ayrıca Prof ünvanli zazacılık yapan biride Malatyali Orhan TÜRKDOĞAN;dır, bu zat Erzurumda öğretim görevlisi iken , Ismail Beşikçi’nin görevden atılması için muhbir olarakta görevini icra etmiş biridir. Düşünün artik kimlerin elinde kaldığımızı.
Osman ÖZER'e gelince bu da kimdir nereden çıktı diyeceksiniz.
Osman Özer yine Zazacayı götürüp, orta asyadaki Altay-cuvaşca diline benzetmesi ayrı bir faciadır.
"Güneş balçıkla sıvanmaz" ama sıvamak çabası içinde balçığa bulaşmış olanlar güneşi göremezler.
Bu zat Gürcü babadan Ermeni anneden doğma yıllardır Bingölde MHP çevrelerinde Türkçülük siyaseti yapan bir devşirmedir.
Devlet projesi fikrinin en açık kanıtı ise
M.Şerif Fırat'a dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından Varto tarihi kitabı sipariş verilerek Kültür bakanliğınca bastırılması, kitapta zazacılık yapılması tesaddüf değildir. Bütün bunlar devletin bir polirtikasıdır.
Cemal Gürsel bir Kürt alevisidir. Iki kimliğinden dolayıda sicili oldukça bozuk biriydi.
Ayni Cemal Gürsel: Kürdlere hitaben , "Kim ki size, siz Kürdsünüz derse onun yüzüne tükürün" diyordu.
Kürd tarihinde yaşanan bir anekdotu, Musa anterin hatıratlarından size aktararak konuya zenginleştirmek istiyorum.
Hoybun cemiyetinin kurucu başkanı Elazığ/Madenli Dr.Şükrü Sekban ve Celadet Bedirxan eskiye dayalı çok samimi iki Kürdçü arkadaştırlar.
SEKBAN Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Türkiye'yi terk ederek Irak'a gider, orada Sağlık Bakanı olur. Yani tarihteki 150’likler listesinin sürgünüdür.
Şükrü Sekban sürgünde üzüntüden verem hastalığına yakalanır. O dönemde Almanya’ya tedavi'ye gider. Alman basınını takip ederken Türkiye Kürdleri üzerinde vahşi baskı ve zulümlerin yapıldığını biliyordu.
SEKBAN, Musa ANTER'in hatıratlarında geçen uyduruk kitabı'nı "La Question Kurde" Kürd meselesi kitabını basıma verir. Kitapta savunduğu tez Kürdler Türk'tür, tezidir. Bu tezi savunmasının espiriside şu'dur ?
Bir Kürd aydını olarak bunu söylersem belki Kürdlere uygulanan baskılar azalır. Şükrü Sekban çevresine konuşmalarında, bu kitabı 1933 yılında çıkardıktan sonra eski arkadaşlarının çok üzüldüğünü söyler.
Bir gün Şam'a gider ve Celaddet Bedirxan'a misafir olur. Celaddet'le beraber yemek yerlerken, sofraya tanımadığı bir Arap yemeği gelir. Şükrü Sekban sorar ve der ki; Celaddet bu ne yemeğidir?
Celadet derki "Doktor bu patlıcandır ama sen kabak diyebilirsin !...
Bu sözünden anladım ki Celaddet bey benim kitabımı kast ediyor.
Evet ! bu kitaptaki tezler yıllarca Türk Tarih tezini savunan kurum ve kişilerce Kürdlere karşı kullanildi. Kürdler üzerinde 80 yıldır savunulan Türk-Tarih tezlerine bakın hepsi çöp sepetine atıldı. Bu tezler bilim dışı tamamen ırkçı, şoven tezlerdi. Türk-Tarih Kurumu bile artık bu tezleri savunmuyor.
Bu yazıda dilim döndüğü kadar sizlere Zazacılar ve efendilerini tanıtmaya çalıştım.
Irfan KAYA
9 Temmuz 2013 Salı
G.AFRÎKA MELEZLERÎ VE ZAZACILAR
Bir zamanlar Güney Afrikaya giden bir arkadaş oradaki gözlemlerini bizimle paylaşırken çok ilginç bir belirlemede bulunmuştu.
Zazacı olarak son günlerde boy gösteren bazı çevrelerin bizimle paylaşımlarını görünce aklıma Güney Afrika melezlerinin durumu geldi.
"Güney Afrikada nufusun % 92 sini zenciler %8 inı beyazlar oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi 1990 lara kadar beyazlar iktidarda iken zenciler köleydiler.
Zenciler ile beyazların karışımı sonucu oluşan melezlerinde kaderi kanımca zencilerden daha kötü sayılırdı.
1990 lara kadar beyazlar melezleri ara bölgelere yerleştirerek adeta kendilerine Tampon bir bölge yaratmışlardı.
Arkadaşım zenciler köleliğe karşı mücadele ederken, melezler isbirlikçilik yani siyasi literatürümüzdeki karşılığı cahşlık yapıyorlardı.
Akıllarda ne kadar kötü işler varsa hepsini bu melezler yapıyordu. Bundan dolayı onlarda ne gurur nede kişilik hiç yoktu deyim yerinde ise tam kaşmerlerdi"
Ezilen toplumlarda bu talihsiz rolleri oynayan kesimlere sıkça rastlamak mümkündür.
Bu kesimlerden işbirlikçi ,muhbir,korucu,tetikçi ne ararsaniz buda mümkündür.
Kısacası kendi halkına düşman, düşmana ise dostturlar.
Bunu başta bilinçsizce yaparlar zamanla bu onlarda bir karakter haline dönüşür.
Bugün G.Afrikada onbir resmi dil konuşulmaktadir.
Kürt halkida bundan kendine hisse çıkarmalıdır. Yeryüzünde bizlerden başka varolma mücadelesi veren başka bir halk yoktur.
Bizim zazacilar tayfasina gelince.
1980 li yıllardan sonra devlet Kürt ulusalcılığına karşı bazı çevreler aracılığıyla bu fikri desteklediğini, söylemlerinde de daha önce olmayan dili sıkça kullanmaya başladı
.
Resmi ideoloji zazaları daha önce Kürt toplumunun parçası olarak görürken, birden zazalar ayrı bir toplum olarak ad edilmeye başlandı. Buna hazır yetistirilmiş mevcut işbirlikçileride varken niye yapmasın ki.
Bu adamlari nasıl devşirdiler?
Bunun iyi incelenmesi gerekir.
1980 lere kadar Kürt ulusalcısı olarak bilinen Ebubekir Pamukçu ile yine Dersimden devşirilen sol ve sosyalist cevreler içinde bu fikirler gelişmeye başladı.
Bu çevreler daha sonra Dersim ve Bingöl Üniversitelerince desteklenerek hatta bu fikrin savunucularını daha sonra ögretim elemanı ünvanları ile taltif edecekti.
Bunun savunulması içinde bir tez'e ve toplumun tarihçesine ihtiyaç vardı. Bu da uyduruk bir tez ile yaratılarak bu kesimlere sunuldu..
Zazana diye tarihte hic olmamis bir ülkeden bahsedilmektedir.
Bihustun kitabelerinde Fıratın güneyinde bugünkü Basra cevresinde antik cağda bir kasaba olarak gecen zazana ,bugün böyle bir yer haritalarda yoktur. Bu çevrelerce kuzey Kürdistanda bilinmeyen bir ülke icat ederek zazaların kökenini buraya bağlamaktadırlar.
Nerede zaza kelimesi geçiyorsa balıklama atlamakla beraber hemen orada zaza aramaya koyuluyorlar.
Mal bulmuş mağribi gibi.
Çince de de zaza kelımesine Güney Afrikada da bazı dillerde zaza kelimesine rastlamak mümkündür.
Hatta bir dönem Gürcü asıllı Zaza adında Fenerbahçeli bir basketbolcu bile vardı.
Bu çevreler kendilerini asimile eden yok sayan egemen sistem yerine, Kürtler bizi asimile etmeye calışıyor gibi komik gerekçelerin arkasına sığınarak Kürtlere düşman bir tavır içindedirler.
Kürtler sanki Devlet olmus kendilerni kurtarmış yetmezmiş gibi onlarıda asimile ediyorlarmis.
Buda bize bunun devlet destekli bir projenin ürünü olduğunu çağrıştırmaktadır. Deyim yerinde ise dertleri üzüm yemekten cok bağcıyı dövmektir.
Devlet adeta bunlari Kürtlerle arasinda tampon yapmis, melezlerin rolünü bunlara vererek kendi karektersizlerinide yaratmis görünüyor..
Bu çevreler geçmişte farklı yerellerde farklı düsünce ve ideolojilerin içinde yer almış ve sistemin siyasetini hatta tetikçiliğini yapmış çevreler olarakta bilinmektedirler.
Bu çevreler halende egemen sisteme karşı bir sorun olmazlarken, hatta devlet tarafından adeta korunurlarken,yine devlet yöneticileri zaman zaman kendileri lehine propagandaya katılırken, kendileri ise sisteme karşı değil, sistemin asimile red ve inkar etmeye calıştığı Kürtlük düsüncesi taşıyan çevrelere karşı adeta devlet dili ile saldırmaktadırlar.
Geçmişteki kirlilikleri adeta G.Afrika melezleri gibi kendilerindede bir karektere dönüşmüştür.
Bingölde MHP ve BBP gibi sistemin irkçı soven partileri içinde siyaset yaptıkları bilinen çevreler, bugün AKP icinde palazlanarak varlıklarını sürdürmektedirler. AKP yönetici ve yereldeki politikacılarınında sıkça zazalardan bahsetmesi tesadüf olmazsa gerek.
Dersimde ise sol ve sosyalist olduklarını, bazılarınında Kemalist CHP yanlısı oldukları bilinirken, aidiyet olarakta Kürt olmadiklarını, hatta daha ileri giderek inanç kimliği üzerinden sünni zazalardanda kendilerini ayrıştırarak kendilerini Kırmanc olarak ad etmektedirler. Sünni zazalarla hiçbir bağlarının olmadığınıda iddia etmektedirler. Kendi dillerinin sadece Dersime özgü bir dil olduğunun iddiası içindedirler.
Birbirinden kopuk ve zaman zaman Kürt kimliğine karşı bir arada saf tuttukları görünsede realitlerinin böyle olmadığıni biliyoruz.
Ayni dili konuşan iki yereldeki aidiyet farklılığı hic görülmüsmüdür?
Irlandalilar bir ulustur. Farkli inanç kimlikleri olmasına rağmen herkes Irlandalıdır. Katolik ve Protestan Irlandalıların kendilerini farklı iki ulustan olduklarına veya söylediklerine hiç şahit oldunuz mu?
Ayni şeyi sünni ve alevi Türkler içinde söylesek doğru olur.
Haydi şimdi ayıklayın pirincin taşını.
09.07.2013
İrfan KAYA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)