Çırê Musyon

24 Haziran 2024 Pazartesi

Zazalar



Egemen güçlerin (Kürd-Zaza) meselesini yıllarca çarpıtıp, Kürt-Zaza farkı adı altında Kurmanclar’la Zaza’lar arasında çelşkiler yaratma, nifak tohumları serpme politikalarında başarılı olmak istiyorlar.
Zaza Zazadır,Kurmanc Kurmanc’tır. Ama ikiside Kürdler. Eğer gerçekten bu iki sosyolojik gurup kurtulup özgürleşmek veya dil ve kültürlerini geliştirmek istiyorlarsa, bir birleriyle çelişmek yerine, boyundurukçu güçlere karşı el ele verip mücadelelerini birlikte sürdürmelidirler.
Son 90 yıllık cumhuriyet tarihinde de bunu yapmışlardır. Şeyh Said hareketinden sürgüne (bin xete) gidenler Suriye Kurdistanındaki Kurmanc kardeşlerine sığınmışlardır. Yani Kafkasya veya orta Asya’ya ,Araplara, Farslara sığınmadılar. Çoligde Kelaxsi Şeyhleri,Çanlı Şeyh Mustafa,Sadin Telha, Nureddin Zaza,Hesen Hişyar Serdi,Yado,Heseni Began gibi çok degerli Zaza kökenli direnişçilerimiz yıllarca orada yaşadılar. Dersim hareketinde de Baytar Nuri başta olmak üzere birçok direnişci Suriye deki Kurmanc kardeşlerine soydaşlarına sığındılar.
Hiç duydunuzmu bundan 30 yıl evvel tarihte zaza ayaklanması veya direnişini, ben şahsen duymadım. Kürd hareketi olarak duydum. Süleyman Demirel ve bircok Türk siyasetcisi, Kürdler 28 defa ayaklandılar biz bastırdık ifadeleri herkesce biliniyor. Bu 28 hareket içinde Şeyh Said ve Dersim hareketide vardır. Zazaların ağırlıklı katıldıkları Şeyh Said ve Dersim hareketeinde idam edilen ve aynı kaderı paylasanların içinde Kurmanclarda vardır. Diyarbakırda istiklal mahkemesinde idam edilen 47 kişilik Şeyh Said ve arkadaşlarının yarısına yakını Kurmanc değilmiydi?

Dersim hareketinin lider kadrosu Seyit Rıza,Şahan Ağa Zaza, Baytar Nuri ve Alişer ise Kurmanc kökenlidirler.

Zazacılık yapan kesimlere şunu söylemek gerekir. Osmanlı ve öncesi dönemlerde Kürd coğrafyasındaki demoğrafik yapı ortaya konulurken ben şahsen Zaza ulusuna hiç rastlamadım. Sanki gökten zembile, son 30 yıl içinde bir ulus yaratma paronyası ile karşı karşıyayız.
Kürd coğrafyasında son 30 yılda gelişen ulusal taleplerin ivme kazanmasıyla, Zazacılık olgusu kavram olarak ortaya atıldıgını görüyoruz.
Zazacılık olgusu bilinçli olarak Kürdlükten uzaklaştırılma amacıyla çarpıtılmaktadır. Bu kesimlerin yapttığı propaganda ençok egemen sistemin hoşuna gittigi gibi,bu kesimin büyük coğunluğunu resmi-ideolojiden ekonomik,siyasi ve kültürel temelde beslendiklerinede tanık oluyoruz.
Dikkat edilirse Kurmancılık kavrami yoktur. Kurmanclar bir bütün olarak gurupsal temelde Kürd etnistesi olarak algılanmaktadır. Egemen güçler bu gurubu bir tehlike olarak görüyorlar.Zazacılık tez ve teorisini egemen güçler bilinçli olarak Kürd ulusunun haklı davasını böl-yönet politikası ile dumura ugratmak istiyorlar.
Belki Zazaca, Kurmancaya kıyasla dil bakımından Farsça’ya daha yakındır. Ama buna rağmen Zazalar, Kurmanclar’la tarihsel olarak kader birliğini tercih etmişlerdir.
Sonuç,
şuna vurgu yapmak istiyorum. Devşirme yani dönmeler nerede yaşıyorlarsa o coğrafya’ya en çok onlar uyarlar. Çünkü onların ihtiyacı vardır. Kendilerini ispatlamaları gerekir de ondan. Dönme ve devşirmeler toplumun en tehlikeli kesimleridirler. Yarın ne yapacakları belli değildir,sürekli güçlüden yanadırlar.
Sonuç olarak, Zazaca dili üzerinde sırf hobi olarak yorum ve demagoji yapmak ahlaki değildir. Bir dil üzerinde fikir yürütebilmek için sadece konuşmak, yazmakta yeterli değildir. O dilin tarihi,dilin yapısı,etimolojisi,fonetigi,morfolojisi,alfabesini,dünya dilleri içindeki yeri,hangi dillerle akraba olduğunu iyi bilmek gerekir. Benimkisi isin filoloji ve etimolojik boyutundan ziyade sosyolojik ve yakın dönemin tarihsel boyutundan bazı tesbitlerdir.
neden zazacılık serbest ve devlet tarafından destekleniyor? Ses çıkarma yok,Kültür bakanlığı ve bazı üniversite çalışanları tarafından bilinçli olarak dilendiriliyor. Zazacılık yapanlara cezai müeyyideler hiç yoktur. Aynı imkanlar Kurmanclara Kürd kimliğini taşıdıkları için neden inkarcı ve yasakçıdırlar. Türk devlet sisteminin Zazalara bu tölerans acaba nedendir? Ey Zazalar unutmayın dününüzü Feqi Hesen,Şeyh Şerif,Çan Şeyhleri ve diğer Zaza direnişçilerinin akıbetleri size birşey hatırlatmiyor mu ?

11 Şubat 2024 Pazar

Haziran 2000 tarihli görüsme notu

 

SERXWEBÛN dergisinin
Haziran-2000 tarihli 222. sayısında, Abdullah'ın Şeyh Said konusunda ne düşündüğü, “PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın değerlendirmesi” başlığı altında yayımlanmıştı.

İsyanlar tarihi iyi bilinmeli ve doğru algılanmalıdır. Geçmişte yaşanan isyanlar ilkel milliyetçiliğe dayalıdır. Bazıları benim için ‘Kemalizme kayıyor’ diyebilirler. Kemalizm düşmanlığı Kürtlerin lehine değildir. İlk Kürt isyanları Batı’ya dayanıyordu. Söylemek istediğim şuydu: O dönemde hem Kürtler üzerinde hem de Türkler üzerinde emperyalizmin oyunu vardı. O zamanki isyanlara önderlik edenler bunu göremediler. Önderliklerin gerici yanlarını görmek gerekir. Bu oyun hâlâ devam ediyor.

İsyan Kürt egemenlerinin yaklaşımıdır. Barzani ve Talabani’ye dikkat edilmeli. Kürt halkını da Kemalizmi de bu hale getiren isyanlardır. 1919-24 sürecini anlatan Doğu Perinçek’in kitabı okunmalı. Mustafa Kemal 1919’da Kürtlere bütün özgürlükleri tanıyacaktı. ‘Oyuna gelmeyin’ dedi. ‘Kürdistan Devleti kurma oyununa, Ermeni Devleti kurma oyununa gelmeyin’ dedi. Cumhuriyetle birlikte Kürtlerin bütün özgürlükleri tanınacaktı. Doğrudur, Atatürk stratejik açıdan yaklaştı. Bu 1924’e kadar sürdü."

" ŞEYH SAİD KÜRTLERİ ATEŞE ATTI"

"Şeyh Said isyanı taviz koparma amacıyla Kürtleri ateşe atmıştır. Bu isyan Kürtler için büyük felaket oldu. Barzani ve Talabani böyle ortaya çıktı. Kürt, namusuyla oynandı, ateşe atıldı. Bush ve İngiltere öyle yaptı, ‘Kürtlere devlet vereceğim’ dedi. Bunların hepsi hikâyeydi. Sonuçta içinden çıkılmaz bir Kürt ve Kürdistan doğdu. Sonuç trajedidir. Bu tarihi açmak gerekiyor.

1925 isyanı ve bastırma, iki taraflı şiddet, Cumhuriyeti ve Kemalizmi olumsuz etkiledi ve demokrasi kaybetti. 1924’e kadar Mustafa Kemal’in çizgisi önemlidir. Kürt isyanları devreye girince cumhuriyet tökezledi. Mustafa Kemal bilinçliydi; bu işbirlikçileri tanıdı.

Cumhuriyet ideolojisine aykırı değil. Türkiye’ye en iyi yardım 1925 Musul-Kerkük oyununu bozmaktır. Türkiye’ye demokratik hizmet etmektir.

1925’te isyan çıkarıp sahipsiz bırakanlar şimdi de işbaşındadırlar. PKK de HADEP de bunlara karşı uyanık olmalıdır."

30 Ocak 2024 Salı

Türklük ve Etnik köken

Basit bir DNA kiti coğrafi olarak atalarınızın nereli olduğunu ortaya koyuyor. 
Türkler Anadolu’nun yerlisi değil. Anadolu’da ilk Türk varlığı 11. yüzyıldan sonra, askeri-elit sınıfın işgaliyle gerçekleşti. 
Bugün Türkçe konuşan insanlar eğer etnik olarak Türk’se, DNA verileri kaçınılmaz olarak Orta Asya kökenini ortaya koymak zorunda. 
Eğer Orta Asya DNA eşleşiminiz yoksa veya çok minimal seviyedeyse etnik Türk değilsiniz. 
Bu çok açık ve yalın bilimsel gerçeği reddetmek gülünç. 
Anadolu yerli halkı (kadim Anadolulu, Rum, Ermeni, Süryani, Greko-Romen, Kürt, Arap vs) kökenli olmak niye bir tabu? 
Bu kötü bir şey mi? Neyseniz osunuz. Reddetmek bunu değiştirmez ki! 
Ayrıca önemli olan kültürel kimlikse yine kendinizi Türk olarak hissedebilirsiniz. 
Buna engel bir şey yok. 
Sadece Türk üstünlükçü, ırkçı, "Adriyatik’ten Çin Seddine" Türk Dünyası gibi şovenist bir nasyonalizm mümkün değil. 
Türki halklarla etnik bağınız yok. 
Ama Yunanlar, Ermenile, Süryaniler ve Kürtlerle etnik bağınız (kişiden kişiye farklı oranlarda) dominant. Anadolu yerlisisiniz. 
Orta Asyalı değilsiniz. Gerçek bu.