Çırê Musyon

2 Ocak 2020 Perşembe

Irfan KAYA, Mihraç URAL ve milliyetçilik


 

Bugün Ali DUMAN adlı Facebook kullanıcısının bir paylaşımına yaptığım yorumlarda Esad’ın statükocu rejiminin saflarında savaşan DHKP li Mihraç URAL‘ın bana cevaben yazdığı iki yorumunu siz değerli site okuyucularımız için paylaşma gereği duydum.

Mihrac Ural (Mir Ali): Tartışılan konular Kürd halkının özgürlük mücadelesine ne kadar katkı yapar bilmiyorum. Bildiğim tarihin derinliklerinden bu yana objektif verilerin oluşturduğu olgunluk düzeyinde ulusları ayağa kaldıran liderler halkın aldığı duruşla bu vasfı kazanırlar. Başkan Öcalan’la ortadoğuda 19 yıl boyunca bir aradaydık. FKBDC‘inden DBP‘nin (Devrimci Birlik platformu) oluşumuna kadar bir yandan Türkiye demokarsisi için diğer yandan bunun ayrılmaz bir parçası gördüğümüz Kürd halkının özgürlük mücadelesine Kürd ulusunun tarih sahnesinde haklı bağımsız yer alış mücadelesine kadar omuz omuza idik. Kendi adıma, Suriye orjinli bir devrimci olarak Başkan dahil Cemil Bayık, Murat Karayılan vd saygın PKK liderleri her türden ırkçılıktan milliyetçilikten uzak gerçek devrimci liderler olarak mücadeleye atılmış birer kahramandılar. Hala da öyle yollarına devam etmektedirler. Başkan Öcalan bu sürecin öncü lideri olarak en yakınında olan yoldaşlarına ve dostlarına ağır eleştiriler yaptığını bunun da sözlü olduğu kadar yazılı olduğunu biliyorum. Ama bu eleştiriler her zaman toparlayıcı örgütleyici kendini yenileştirici mesajlar olmuştur. Herkes bunu bu gönül rahatlığıyla da hazmetmiş faydalanmıştır.
Herkes bilmeli ki ve tarihe notum o ki, Kürd ulusu tarihinin yetiştirdiği gelmiş geçmiş en bilge insan, Tarih algıları, deney birikimleri, siyasil taktikleri ve startejik öngörüleriyle Kürdün en önde duranıdır. Esir düştüğünde, aldığı darbeyi göğüsleyip atak hamlesini yaparak 5 milyon oy sahibi yasal bir parti, 100 belediye başkanlığı, 67 milletvekili ve dev bir gerilla ordusu kuran etkisiyle o kayıtsız şartsız Kürdlerin en büyük lideri olduğunu göstermiştir. Ne bir aşerete dayanma nede bir zenginlik -feodal aileye yaslanmayan bu lider Kürdün makus kaderini de yenilgiye uğratmıştır. Bu lideren etrafında Kürd ulusu çok şey kazınır daha sıkı birlik Kürdleri en azından 21. yy da belli bir düzleme getirir ve 2500 yıllık başarısızlıklar tarihini başarılar tarihine dönüştürebilir derim.
Irfan Kaya: Sayın Ural,
siz Hatay`lı Arap orjinli bir Türk devrimcisi iken Suriye devleti adına savasmanız arap orjinli olmanızdan dolayı milliyetçilik olmuyorda,
Kürtler kendi ulusal mücadelelerini savunduklarında ise milliyetçi mi oluyorlar?
Kürtleri devlet olma fikrinden uzaklaştırmaya çalışan bir harekete devrimci diyorsunuz.
Peki Suriye adına mücadele ettiğiniz ve Suriye Arap Baas rejimini yaşatmak için verdiginiz mücadeenin adı ne oluyor?
Ruhen Kürt olupta Kürtlük aşkım yok diyen ÖCALAN’ı ise övüyorsunuz..Devlet gericidir zulüm için vardır diyenleride yere göğe sığdıramamışsınız..Peki siz şimdi bir statükocu devletin yaşaması ve varlığını devam etmesi için mücadele etmiyormusunuz?
Niye size iyi olan bize kötü olsun?
ÖCALAN‘la Suriyede birlikteydiniz aynı zamanda uzun süreli arkadaslığınızın olduğunuda biliyorum.Suriyen`in çıkarlarını en az sizin kadar Öcalan ve gruhununda savundugunu biliyoruz..
Bence siz kendi mücadelenizi veriniz..Bizim işimize karışmayınız..
Kürt ulusunun devrimcileride kendi gelecekleri hakkında karar versinler..Biz Kürtlerde su akar yolunu bulur misali yolumuzu bulacağımızdan eminim.
Mihrac Ural(Mir Ali):  Irfan Kaya ne bu şiddet bu celal diyerek sözlerime başlayacağım.
Öncelikle beni, siz değil ancak kendim tanımlarım. Bu minvalde ben Türkiye`li Suriye`li bir devrimciyim etnik hiç bir etki inançsal hiç bir etki altında olmadan baas milliyetçiliğini de eleştirerek Suriye’de kürd halkının haklarını sonuna kadar savunarak devrimci doğrularımın arkasında sömürgecilere ve teröristlere direniyorum. Ne Esad’ın ne Baasın nede herhangi bir Arap milliyetçiliğinin yanında duruşum yoktur olamaz da. Benim duruşum mozaik dokusuyla 7000 yıldır insanlığın önemli uygarlık katkılarını üreten Suriyeliliktir. Suriyeliğimde de asla şovenizim milliyetçilik ırkçılık yoktur olamaz da.
Ayrıca herkes bilmeli ki Kürd ulusal kurtuluş mücadelesinde asla müdahil ya da yönlendirici ya da hüküm kılıcı bir tasarrufum olmadı olamaz da. Ben bi durum tahlili yapıyorum benim görüşüm budur diyorum kimseye bunu dikte etmiyorum ki bena ” Bizim isimize karismayiniz” türünden zayıf insan imajıyla bana sesleniyorsunuz. Kürd halkı kendi kaderini kimse müdahıl olmadan tayin etmelidir nitekim kendi liderini de seçerken bize danışmadan Başkan Öcalan’ı seçmiştir. Biz sadece varolan durumu belirliyor yapıcı eleştirilerimiz olursa onları da esirgemiyoruz.
Kürdler kendi kaderlerini tayin ederken yapacakları tercihe hep saygılı olmak devrimci bir ilkedir. Ben de buna bağlıyım.Kürd halkının bir dostu olarak bundan daha ilerisine asla yönelmem.
Mukaveme Suriyyi örgütü bu ilkeleri benimseyen bir örgüt olarak Suriye anavatan savuması içinde yerini almakta ve en yakın gördüğü Kürd halkının askeri siyasi sosyal kurumlarıyla da dayanışma içinde olmaktadır. Beşşar Esad bu ülkenin direnen lideridir ve bizler bu direnişin içinde Beşşar Esad‘ın yanındayız. Kürdlerin en sadık dostlarının da bu kapsamda Suriye olduğunu ifade edeceğim,. Tüm bölge devletlerinin eli Kürd kanına bulaşmışken Suriye’de bir tek olumsuzluk bile olmamıştır. Kamışlı olayları (12 Mart 2004) Saddamcı yayılmacı, gabspçı milliyetçi Arap aşiretlerinyle Kürdlerin çatışması olarak gündeme geldi. 54 kişinin öldüğü bu çatışmalarda (30 u Kürd) Suriye ordusu barışı sağladı, Kürdleri korudu. Sonra gündeme gelen tüm lokal olaylarda Suriye yönetimi barışçıl diyalog yolunu tutu ve barışı esas aldı. En son 14 askerin katlinde bile dirayetli olan Suriye devleti diyalogu seçti ve karşı bir kıyıma girmedi. YPG yetkilileri de bunun bilinciyel Asayişten 3 şüpheli provokatörü tutuklayıp yargılamaya başladı. İki dost güç dayanışmayı esas aldılar. Halep’te ise devam eden YPG, Suriye ordusu ve yönetiminin dayanışması barışçıl bir dayanışma olarak sürmektedir. Umarım bu kadar açıklama yeter de artar
Mihraç URAL Kürt halkı kendisine lideri olarak Öcalanı seçmiştir diyor.
Mihraç URAL‘ın yorumlarındada görüldüğü gibi kendinden emin konuşarak YPG yi sadece rejim için güvenilir bir dayanışmacı dost parti olarak tanımlamaktadır.
Irfan KAYA
Mihraç Ural kimdir?:  Mihraç Ural ya da diğer bilinen ismiyle Ali Kayalı Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi lideridir. Gençlik yıllarında THKP-C`de politik faaliyetler yürüttü.
Mahir Çayan’ın Kızıldere Olayı’nda öldürülmesinden sonra THKP-C’de bölünmeler yaşandı. Bu bölünme sonrası Ural THKP-C (Acilciler) kanadında yer aldı. Bir süre sonra lider konumuna seçilen Ural,  Acilcilerin ana omurgası olan Halkın Devrimci Öncüleri adlı oluşumu kurdu.

Mihraç Ural, yasa dışı örgüt faaliyetleri nedeniyle tutuklu olduğu Türkiye’den 1982’de Suriye’ye firar etti. Ertesi yıl Hafız Esad’ın kardeşi Cemil Esad’ın emriyle Suriye’de vatandaşlık belgesi aldı ve Lazkiye’ye yerleşti. Suriye’de kaldığı süre zarfında varlıklı biri haline gelen Ural, Hatay’ın Samandağ ilçesi başta olmak üzere civar bölgelerdeki halkın Suriye hükümetine sempatisini sağlamak için çalışmalar yürüttü.
2012 başlarında mezhepsel taban üzerinde faaliyet gösteren “İskenderun Sancağının Kurtuluşu İçin Halk Cephesi – Suriye Direnişi” örgütünü faaliyete geçirdi. Aynı yıl, oğlu Bedrettin İbrahim Ural da Suriye Silahlı Kuvvetleri’nde teğmen rütbesiyle göreve başladı. Suriye İç Savaşı’nın sivil ayaklanma safhası döneminde Baniyas Kuşatması’nda hükümet karşıtlarına müdahalede eden grupların içerisinde yer aldı. Suriye İç Savaşı sırasında liderliğini yürüttüğü Suriye Direnişi ile birlikte 2014 Lazkiye Taarruzu’nda komutan olarak savaştı, Özgür Suriye Ordusu ile çatışmalara girdi.
3-4 Mayıs 2013’te Suriye’nin Tartus ilinde Sünnilerin yaşadığı el-Beyda ve Baniyas kasabalarında Suriye ordusu tarafından gerçekleştirilen ve çoğu çocuk ve kadın yüzlerce sivilin ölümü ile sonuçlanan katliamları bizzat yönetmekle suçlandı. 
Kaynak:  wikipedia

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder