Çırê Musyon

17 Aralık 2023 Pazar

Sex Said harekati

 

Resmi tarih, utanc. tarihi


Her devletin "resmî tarihi" vardır, her toplumun tarihi utançlarla dolu olduğu için onların bir kısmını "değiştirir" resmî tarih.


Bir toplum da resmî tarihin yalanlarından arındıkça gelişir ya da geliştikçe yalanlardan kurtulur.


Gerçeklerden korkacak bir şey yok.


Her toplumun imreneceği kadar zengin bir tarihi var, o tarihin içinde her ırktan, her dinden "ecdat" yer alıyor, insanlığın her hâli var orada.


Tarihi bir "fetiş" hâline getirmek, "putunu kendi yapar, kendi tapar" usulü bir tarih uydurup o tarihe tapınmak, geri kalmışlığın en belirgin özelliklerindendir.


Aslanlar kendi hikayelerini yazmadiklari sürece avcilarin yazdigi hikayelerini dinlemek zorundayiz“
Kürtlerin durumu maalesef budur.

Asil mesele 1921 anayasasinda vaat edilen haklarin 1924 anayasasi ile red ve inkar edilmesi ile dönemin Azadi örgütünün planlayip harekete gecmeden yöneticilerinin tutuklanmasi idam edilmesinden sonra Sex Saidin Bitliste mahkemeye cagrilmasi her yil rutin yaptigi bölge bölge ziyaretlerine erken baslayarak 15 Subatta Piran hadisesiyle silahli mücadele baslamistir.

Diyarbakirda bir meydana isminin verilmesi tamamen Kürt kitlesini partisi etrafinda konsolide etme amaclidir.
Kürt milleti dindar ve degerlerine bagli bir millettir. Onlarin dini duygularini oksayarak kendi safina cekmek secimlerde bölgede basariyla cikmayi hedeflemektedir.
Adinin meydana verilmeside Kürtler acisindan önemli olmakla beraber verilmeyen naaslarida verilirse o zaman iyi niyet göstergesi olarak kabul edilebiir.
Bu ceberrut devlet asla Kürde ait hicbir hak ve özgürlügü kabul etmez cünkü teklik üzerine kurulmus bir devlet.


Keṣke Şex Said İngilizlerle işbirliği yapsaydı, şimdi bir devletimiz olurdu.

Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra Ortadoğuda kurulan bütün devletler İngiliz ve Fransız patentli devletlerdir.

Türk devşirme devleti dahil.

İngiliz malı devlet sabiplerinin devletsiz Kürtleri İngiliz işbirlikçilikçisi olarak suçlamaları kendi işbirlikçiliklerini kamufle etmekten başka bir anlam ifade etmiyor.

En büyük İngiliz işbirlikçisinin M.Kemal olduğuda unutulmamalı.


Aksi halde bugün Türkiye zulüm devleti olmayacaktı.

Din hareketi olsa bile, her dini hareketin milli bir yani vardir.

Sex Said sayet muvaffak olsaydi bir devlet kuracakti. Bu devletin adi ne olacakti sizce?
Tabi ki Kürdistan olacakti. Bakin burada millilik ortaya cikiyor.
Bunu dini bir isyan gibi göstermek bu hareketi manipüle ederek millilik yanini kamufle etmektir.

Bu harekete katilanllara bakilirsa Sex Said ruhani bir lider olmakla beraber her versiyondan Kürtler bu hareket icinde yer almistir.

Din adamlarindan,Mirlerden,Agalardan marabadan ve dönemin aydin seküler düsünen aydinlarininda katildigi bir ulusal harekete dönüsmüstür.

Hareket bastirildiktan sonra tedil ve tenkil harekati baslatilmistir. Bölgede sivil katliamlarina 1927 yilinda Pecar tenkil harekati bölgeyi kasip kavurmustur. Dini harekat olsaydi sivil insanlardan ne istendi.?


Zaza tarihinde “SERA VEŞAYİ” dedikleri bir dönem var; zor yıllar derler Zazalar. Köylerin yakılıp yıkıldığı 1927 -28 yılları… Genç ilçesine bağlı ULYAN (çevirme) köyü civarından, Çabakçur, Peçar ve Lice milislerinin öncülüğünde çoğunluğu çocuk ve kadın olan 33 insan alınır. Yalın ayak, dikenli sarp patika arazide yürütülürler, ayaklarına diken batan çocuklar bu acıya dayanmayıp ağladığında asker ve milisler ağlayan çocuklara yürü ağlama size” KIRMIZI AYAKKABI” giydireceğiz der ve gülüşürler. Bu acı ve eziyet içinde nereye götürüldüklerini, akibetlerinin de ne olacağını bilmeyen bu insanlar VALER (Çaytepe) getirilir. Gecenin karanlığında toprak bir eve doldurulurlar. Kapı ve pencereler çivilenir. Bunu gören köylüler çocuklarını alıp TAVZ* köylerine sığınmak isterler ama TAVZ kabul etmez, dağlara sığınırlar. Çalı-çırpı odunlar toprak evin etrafına ve üstüne yığılır, saman ve otla beslenir. İçinde 33 insan bulunan bu ev ateşe verilir.

Toprak damdan feryat-fiğan sesleri yükselir. Bu bağrışma ve ağlamalar gökyüzünü kaplar ama ne duyanları vardır ne de görenleri, yüreklerin dayanamadığı mahşeri bir gürültüdür. Ateş kurbanlarını küle çevirmek için alabildiğince coşmuştu, rüzgar’ın onu lanetlemesiyle en yakıcı halini almıştı. Düzenin vanpirleri; NERON’un ROMA’yı ateşe verirken attığı kahkahalar gibi, kan çanağına dönüşmüş gözleriyle zebanilere dönüşmüşlerdi.


Şafakta ateş sönmüştü, 33 insan yanıp kül olmuştu. Yaşadıkları topraklarda bir gerçeği söyleyecek kadar özgür olamayan insanlar… Bu gerçeği kuşdili tarzıyla konuşarak aktarmışlardı son nesle kadar. Ne adlarına ağıtlar yakıldı ne de şiirler yazıldı, ne de anıtlar yapıldı. Fatiha dahi okunmaz oldu. Çünkü onlar ümmetin yetimleri ve yaşadığı coğrafyanın kimsesiz çocuklarıydı.

ZİKTE yaylalarında, ZİKTELİLER bu insanları yad ede dursun. 


Çabakçur, Lice, Kulp, Peçar ve Fis şeyhi milislerinin nasıl ZİKTELİLER’e karşı vampirleştiklerini söyleyebiliriz., bugün yurtseverlik ve dindarlık tasarlayanların atalarının ne karanlık işlere karışıp Kemal ve İsmet’e hizmet ettiklerini her kes bilmeli. Yaklaşık 100 yıldır günah keçisi saydıkları ZİKTELİLER neymiş her kes görsün. Onurları ayaklar altına alınmış ZİKTELİLER hala düşünmezler mi? Unutmayın fakirlik ONURSUZLUK değildir. ONUR insanın en büyük sermayesidir.




Demin Iskilipli Atif Efendi den bahsedildi. Idam edilen Atif efendinin memleketinde tedil ve tenkil harekati yapilmadi.
Bilakis itibari iadesi dahi yapildi.

Peki Sex Saidin nicin itibari iadesi yapilmiyor.?
Cünkü Kürt oldugu icin, ordusu Kürtlerden mütessekül oldugu icindir.
Demek oluyor ki Sex Said harekati Kürt hareketi oldugu icin bastirildiktan sonra bölge adeta insansizlastirilmak istenmistir.



13 Aralık 2023 Çarşamba

ŞEYH ALÎ SEPTÎ AÎLESÎNÎN PALU KANADI ÎLE ÎLGÎLÎ DETAYLI AÇIKLAMALAR ?

 Şeyh Ali Septi hazretlerinin Palu’da ikamet eden iki oğlu soylarını devam ettirmiştir.

1)  Hasan Naqi efendi  (1843-1918) ,
2) Hüseyin Zeki Efendi (1848-1914) yılları arasında yaşamıştır.

Şeyh Hasan Naqi Efendi için bundan 4 Iil evvel çok detaylı bir araştırma inceleme çalışması yayınlamıştım.
Şeyh Hasan Naqi efendi uzun süre Palu müftülüğü yapmıştır.
Ittihatı-tarraki nin gazabına uğrayarak bölgede uzun süre halk tarafından korunmuştur.
1914 yıllında Bidlis hareketinin lideri Molla Selim ile Şeyh Hasan Efendi iki samimi dost siyasi olarakta  ittifak ve istişare ve arkadaş olduğunu,torunlarının verdiği mülakat ve röportajlardan görebiliyoruz.
şimdi ailesi hakkındakı bilgileri biraz daha detaylandırayım.

Hasan Naqi Efendinin 6 erkek,6 kız çocuğu olmuştur.

Şeyh Hasan efendi 6 evlilik yapmıştır.

1) Uhi ağalarından Zeynel Ağa kızı Solmaz . Karakoçan Şadilli
    aşiretinden.
2) Çanlı Şeyh Ahmet kızı Halime ,
3) Kudret ,
4) Güllü – Beyhanlı (Hun’lu)
5) Rabia
6) Sabriye 

Şeyh Hasan Naqi’nin 6 erkek çocuğu vardır. Kısaca onlarlara ilgili bilgileri aktarayım.

1)Seyh Alirıza (Küçük efendi),
2)Mehmet Şerif Efendi , ailesinin soyu ağırlıklı günümüzde Karlıova/Sağnis köyünde ikamet ediyor.Soyadları Deniz’dir.
3)Feyzullah efendi ,genç yaşta vefat edip, tek oğlu Mehmet Zeki efendi olup,
    Çolig mebusu , Hisyar Özsoyun dedesidir.
4) Abdulkadir Efendi,Şair,Yazar Hüsameddin Septioğlunun babasıdır. Xarpet
      eski baro başkanı Rüstem Septioğlunun dedesidir.
5)Sadi efendi,Alirıza Septioğlunun babası olup, uzun süre Palu müftülüğü
   yapmıştır,
6)Muhammed Tevfik efendi,

Kız çocukları ,

1)Sıddıka, Palu beylerinden Iskender ile evlenmiştir. 49’lar davasında yargılanan Feyzullah Demirtaş’ın (Karacimşit ailesinden) nenesidir.
2)Hayriye , Melekanlı Atik efendi,Uhi’li Resul Ağa,Kersi Şeyhlerinden Şeyh
  Abdullah
3)Zekiye,Çanlı Şeyh Fahreddin Korkutata,
4)Rabia, Şeyh Alirıza efendi Xınıs,
5)Yümniye, Şeyh Zülküf Akar Dareheni,
6)Şeyh Diyaddin oğlu Mahmut Imre

********************

Palu kanadından Şeyh Ali Septinin en küçük oğlu Hüseyin Zeki efendinin ailesile ilgili bilgiler. ?

Hüseyin Zeki efendi Palu’da Zelo hanım isminde bayanla evlilik yapar.
Bu evliliğinden  2 kız 2 erkek çocukları olur.

1) Şeyh Hamza (1882-1917) yılları arasında yaşamıştır. Iki evliliğinide Karlıova/Xalifan Şeyhleriyle yapmıştır.

Şeyh Hamza efendi Kürdler tarafından 49’lar davası olarak bilinen tutuklulardan Şahabettin Septioğlunun dedesidir.

2)Şeyh Mehmet Taha efendi , Palu beylerinden Fadli Demirtaş’ın kızı Gülfirozla evlenmiştir.

Seyh Hüseyin Zeki’nin,

 kızların evlilikleri

1) Esma – Solhan Şeyhlerinden Hacı Halit oğlu Molla Emin Eminoğulları
2) Zühre – Şeyh Hasan Ef.oğlu Şeyh Abdulkadir Ef.

*******************

ŞEX SAİD EFENDİNİN AİLESİ

 Şeyh Said ailesinin Palu kanadını anlatmak için elimdeki secere bilgilerini önce sizinle paylaşayım ki !  konu daha iyi anlaşılsın, düşüncesindeyim.

Şeyh Ali Septi Efendi (1786-1871) yılları arasında yaşamıştır.
Îlk evliliğini Palu/Ekrag köyünde Ayşe hanımla yapmıştır.
Bu evliliğinden Muhammed Nesih Efendi olmuştur.
Muhammed Nesih efendi (1835-1873) soyu devam etmemiştir.
Îkinci evliligini ise Bongılan/Melekan Şeyhlerinden Esma hanımla yapmıştır. Şeyh Ali Septi’nin soyu bu evlilikle günümüze kadar devam etmektedir.
Şeyh Ali Septi’nin bu evliliğinden Ibrahim (KUDO) efendi daha 6 yaşındayken vefat etmiştir.
Mahmud Feyzi Efendi (1838-1895)  yaşamış olup, Şeyh Said efendinin babasıdır.
Hasan Naki Efendi (1843-1918) yaşamıştır. Ali Rıza Septioglunun dedesidir.
Hüseyin Zeki efendi (1848-1914) yılları arasında yaşamıştır.
Ayrıca Şeyh Ali Septinin iki kızı vardır.
Secere bilgilerine göre Amine isimli kızı Melekanda kiminle evlendigi belirtilmemiş, Fatma ismindeki kızı ise evliligi hakkında bilgi yazılmamıştır.

Şeyh Ali Septi hazretlerinin çocuklarından Mahmud Feyzi Efendi, Şeyh Said efendi daha çocuk yaştayken Palu’dan göç edip şuanda Erzurum/Xınıs-Kolhisar beldesinde nakil yapmışlardır.
Buraya göç ederken Palu/Qaylık köyü yani günümüzde Sultan kıbesi civarında kısa bir süre kalmış, daha sonra Kanireş soğukçeşme Guldar mezrası olmak üzere enson Kolhisara yerlemişdir.
Tabi günümüzde Şeyh Mahmud Feyzi ailesinden Şeyh Said efendinin 3.oğlu Şeyh Selhaddin Efendi Erzurum/Tekman’da ikamet etmektedirler.
Ayrıca, Karayazı ilçesi Hacıbayram köyünün mülkiyetini Şeyh Said Efendi alıyor.
Ailenin bir kısımıda orada ikamet ediyordu.
Daha sonra Erivan’dan gelen muhacir Kürdler bu köy yerleştirilmiş, arazi ve hayvancılık ortaklaşa kendilerine bırakılmıştır.

11 Aralık 2023 Pazartesi

CEHŞİK

 Hela ke heywanê mîyanê merge de benî vila, her yew lîyre xu kaşkeno hetê cisê xu wa. Ma vaci eke bizek a şina bizeyan yan tuşkan hete, varek a şina meşnayan yan kaviran hete, cuna ya şina estoran yan mayînan hete. La hîkmetê Homayî ya, cehşik şino kuwena estoran, qatiran yan gayan dima. Estor û qatir pay danî piro, ga û manga pa estirîyana şunenê ci, la cehşikî ma hêna vazdano înan het. Bêciso, çirey nêşino pa hemcisanê xu wa, nêçereno.

Bîyo hezar serre ke Kurd î, bindestê cîrananê xu yî. Cîranê ma her tim vera ma, merdimî ma yên Kurd î dê xu desta û hetan ewro dişmenê ma bîyî serdest, la ma tim bindest de mendî.

Dewleta Tirkîya newe ra berek akerd, ma kurdan ra 5000 qorucî / cahşik geno.

Serr 1986 bi, dewicî mi Helîm Apûn ame keyê ma û va:

– Muxtar Hus Şêr Dowr vendayo mi û vûno, “Mi namey tu dayo qereqol, eke ti wazenî şu tifing biyer û qorucî bi.”

Mi ra persa va:

– Ti vûnî se?

Mi va:

– Eke ti ya mi kenî, meşo tifingê dewlet megeri. Siba ra bîyor tay Kurdî pa tifingana yenê Koyanê Çolîg û Golê Cebaxçûr ra geyrenî. Roca bîn gereka ti şêrî nameyê înan bidî dewlete.

– Nê ez gerreyê çewî nîkena.

– Ê koyî yenî vêr bêr tu genî û vûnî ; tifing o ke dewlete dayo tu, bidi ma.

– Nê ez çirey tifingî xu çewna nîdûno, tifing namus o.

– Madem ti îna vûnî meşo tifing megir. Va wa bo ez nîşino.

Mabeyn ra di hîrê serre vîyartî, rojna Halîm ame mi het û va:

– Tu dî tu nîverda ez xu rî tifing bigerî. Eyin ke tifing girotî, her aşme pê meaşê xu ya TV yan teftalo bîn ê newe anî keyeyê xu. Ti bîyî sebebê risqî mi.

– Sabir biki, ti peynîyê înan vînenî.

Zaf nivîyart rocek ma eşnawit ke; Rehm El, Sal Husnî û Yaş Îbîk eştbî lapatan ver, tifingê hîrêhemin zî tira girotbi. Seba ke zanayê xu, nêşîbî dewlete ra nêvabî.

Demek cuwapey ez û Halîm ma reyna raşt yewbînan ameyî, va:

– Homa tu verdo, tu ra nîbîn alayîyê Çolîg de ez zî eştên lapatûn û paskulûn ver.”

Vateyê verînanê ma wa ;

Tuerzîn şino geme ke dar bibirno,

Dare vato;

“Ti nêşkaynî mi bibirnî, la ez sekirî destê tu mi ra wo !”

AHMET KASIMOĞLU

9 Aralık 2023 Cumartesi

33 Kisiydiler. Rahmetli Muhittin AYDAR dan alintidir.

 ŞEYH SAÎD HAREKETÎ bastirildiktan sonra BÎCAR TENKÎL hareketiyle , Colig’in/ Dareheni- Yexki/ULYAN bölgesinden suçsuz kadin,çocuk yaşli demeden 33 Kürd köylüsünün götürülüp, VALER köyünde yakılmasi olayini kaleme alan mamoste Muhyeddin Aydar’in bu çalışmasını sizinle paylaşıyorum.

Ceberrut Kemalist, Türk irkcilarinin Kürd cografyasinda yaptiklari bu katliama Ahmet Arifin siirinden bir pasajda aktariyorum.
Selamlar,
33 KURŞUN ŞîîRî
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına…
Ahmet Arif
Muhyeddin Aydar

33 KİŞİYDİLER
Suç kanıtı karanfiller kırmızı, Savcı sormadı, yazıcı yazmadı. Kanlı bir gömlek değildi Tüfek, tabanca bıçak Karanfildiler. Karanfildiler, hem de kırmızı, Alındılar durdukları yerden Açık alandan, Güneş’ten Evlerin, bulutların önünden Yakalandı götürüldüler 33 karanfildi, 33 de (Yandı gitti), uçtu gitti, Aydınlık düşlerin, toprak saksıların Yağmur sonlarının sevinci Yazlardan inen sıcak Sorgusuz, duruşmasız. Karanfiller hem de kırmızı 33 karanfildi, 33’ü de kırmızı 33 de yandı gitti.
Zaza tarihinde “SERA VEŞAYİ” dedikleri bir dönem var; zor yıllar derler Zazalar. Köylerin yakılıp yıkıldığı 1927 -28 yılları… Genç ilçesine bağlı ULYAN (çevirme) köyü civarından, Çabakçur, Peçar ve Lice milislerinin öncülüğünde çoğunluğu çocuk ve kadın olan 33 insan alınır. Yalın ayak, dikenli sarp patika arazide yürütülürler, ayaklarına diken batan çocuklar bu acıya dayanmayıp ağladığında asker ve milisler ağlayan çocuklara yürü ağlama size” KIRMIZI AYAKKABI” giydireceğiz der ve gülüşürler. Bu acı ve eziyet içinde nereye götürüldüklerini, akibetlerinin de ne olacağını bilmeyen bu insanlar VALER (Çaytepe) getirilir. Gecenin karanlığında toprak bir eve doldurulurlar. Kapı ve pencereler çivilenir. Bunu gören köylüler çocuklarını alıp TAVZ* köylerine sığınmak isterler ama TAVZ kabul etmez, dağlara sığınırlar. Çalı-çırpı odunlar toprak evin etrafına ve üstüne yığılır, saman ve otla beslenir. İçinde 33 insan bulunan bu ev ateşe verilir.
Toprak damdan feryat-fiğan sesleri yükselir. Bu bağrışma ve ağlamalar gökyüzünü kaplar ama ne duyanları vardır ne de görenleri, yüreklerin dayanamadığı mahşeri bir gürültüdür. Ateş kurbanlarını küle çevirmek için alabildiğince coşmuştu, rüzgar’ın onu lanetlemesiyle en yakıcı halini almıştı. Düzenin vanpirleri; NERON’un ROMA’yı ateşe verirken attığı kahkahalar gibi, kan çanağına dönüşmüş gözleriyle zebanilere dönüşmüşlerdi.
Bir müddet sonra ateş yığınları arasından, her tarafı tutuşmuş, ateş topu halinde dışarıya fırlayan bu kız çocuğunun “AY DAYEEEEE…! AY BAWOOOO…! Diye ağlaşıp kendisini söndürmeye çalışırken…” O, Ay kadar küçük güzel kızın tekrar ateşe atılışına Gökyüzündeki Ay dahi tahammül etmeyip, kara bulutların arkasına saklandı, lanet yağdırırcasına bir daha görünmez oludu.
Şafakta ateş sönmüştü, 33 insan yanıp kül olmuştu. Yaşadıkları topraklarda bir gerçeği söyleyecek kadar özgür olamayan insanlar… Bu gerçeği kuşdili tarzıyla konuşarak aktarmışlardı son nesle kadar. Ne adlarına ağıtlar yakıldı ne de şiirler yazıldı, ne de anıtlar yapıldı. Fatiha dahi okunmaz oldu. Çünkü onlar ümmetin yetimleri ve yaşadığı coğrafyanın kimsesiz çocuklarıydı.
ZİKTE yaylalarında, ZİKTELİLER bu insanları yad ede dursun. Biz şairin diliyle yad edelim, belki bundan sonra yad edenler olur.
“Saçlarınızı çözsün bulutlar ra’d kılsın naleler, Haşre dek yansın yakılsın kabriniz üzre laleler” (Bulutlar saçlarınızı çözsün, iniltiler gök gibi gürlesin, kıyamete kadar kabrinizin üzerinde laleler yansın, yakılsın)
Not: O dönem burada askerlik yapan ve o bölükte görevli Balıkkesir’li askerin, emekli öğretmen İskender Aç’ın doktor yeğenine anlatısıdır. İskender Bey olayın doğruluğunu araştırıp yeğnine bildirmek için bana teyid ettirip yeğenini bilgilndirmişti. Yıl 1990
*1925 olayında TAVZ bölgesinin, ZIKTELİ kardeşlerine ihanetini ve acımasız davranışlarını yazacağız, karanlıkta kalmış bilinmezlerini Tavz gençliği öğrenecektir. Çabakçur, Lice, Kulp, Peçar ve Fis şeyhi milislerinin nasıl ZİKTELİLER’e karşı vampirleştiklerini de yazacağız, artık hiçbir şey saklı kalmayacak, bugün yurtseverlik ve dindarlık tasarlayanların atalarının ne karanlık işlere karışıp Kemal ve İsmet’e hizmet ettiklerini her kes bilecek. Yaklaşık 100 yıldır günah keçisi saydıkları ZİKTELİLER neymiş her kes görecek. Onurları ayaklar altına alınmış ZİKTELİLER hala düşünmezler mi? Unutmayın fakirlik ONURSUZLUK değildir. ONUR insanın en büyük sermayesidir.

Orhan Kaya Mamoste Muyeddin Aydar,Kürd tarihinde 33 rakami ne hikmetse bende ugursuzluk,feryat figan seslerinin yankilanmasidir. Vandaki 33 kursun, yine Sirnan/Kur köyünde anlatilanlara göre 33 Kürd köylüsü, Valer katliami bugün yazdigin olay hakeza, bu sirlarinsifresinin (anahtari) tarihimizi yazmaktan gecer. Belki daha nice 33’ler karsimiza cikar. Ismail Besikci hocanin dedigi gibi (Kürdler artik tarihini yaziyor sözü.) artik gerceklesiyor hayallerimiz. Nasilki ! inancimizda derler ya bazi ilahi sirlarin acilabilmesi icin belirli sayida tesbihin veya salavatin cekilmesi gerekir. Iste tesbihin (33) sayida olmasinin tilsimi bundan olsa gerek, 1925 hareketinin günah ve sevaplariyla yazilmalidir. Tarihimizin gercekleri acida olsa bazi ailelere ,cevreler,asiretler adina ne derseniz deyin,yazarken duygularla hareket etmemek ve hasasiyetlere dikkat etmek gerekir. Tabiki yazilirken o dönemin nesnel tarihi,siyasi konjüktürel durumunu iyi bilmek gerekir. Örnegin Tawz asireti 1925 hareketine aktif katilmasalarda ,Seyh Abdullah Melekani ailesine sahiplenmis ve korumasinida bilmistir. Bu konuda Melekan Seyhleri kitabinda detaylar yazilmistir.Yine Karerdeki Xormek asireti hareketin karsisinda ileri gelenleri yer alsalarda, mesela Can Seyhlerini hemde kalabalik ailelerini uzun süre himaye etmistir.Ben bu olaylarin hepsini kalame aldim. Hatta ben ülkedeyken , Karer/Korikan köyünden yasli bir amca vardi sanirim ismi Mehmet Kaplanseren olsa gerek Can Seyhleri ailesi yaninda sanirim, Valerli Sadik beyin ailesinden kadin,kiz cocuklari himaye etikleri hafizam beni yaniltmiyorsa böyle bir olayda yasanmistir. Bu konuda bilgilerinide bizimle paylasirsan sevinirim. Kalemine kuvvet diyeyim, bu tarihi olaylari edebi bir dile engüzel sekilde kaleme vuracaginida bilenlerdenim. Seni yazmamana engel olmaya calisan ve kücük hesaplar pesinde olan ,barikat kuracaklar cikacaktir. Senin kaleminin mürrekebinin gücüne dayanamayacaklarini simdiden söyliyeyim. 
Yolun acik olsun, ne mutlu sanaki o inancli dava adamlarinin bir torunu olarak ruhlarini sad ediyorsun.